Açıklama : Müvekkilem Başak Çağlar 17.01.1995 günü gözlem altına
alınmış olup, 553 gündür tutkludur.
Başak Çağlar 8.Mayıs.1976 günü Yenimahalle Tufan Sokak 83 numaralı evde
doğmuştur. Annesi kamu sektöründe, babası ise özel söktörde yönetici olarak
çalışmaktadırlar. İlk, orta, lise öğrenimi son derece başarılı olmuş, daha
sonra girdiği üniversite sınavlarını da kazanarak DTCF'ne kaydını yaptırmıştır.
Aile içerisinde son derece uyumlu, tüm aile bireyleri ile çok iyi geçinen, ailesinin
izni olmaksızın hiç bir yere gitmeyen müvekkilem, tam 19 aydır sevdiklerinden uzak,
üstelik cezaevi koşullarında yaşamaktadır.
12.Nisan.1995 günü başlayan yargılama süreci, türlü olumsuzluklara sahne olmuş,
duruşmalar tıkanmış, gerekli sanıklar duruşmalara getirilememiş ve adalet gecikerek
sekteye uğramıştır.
Sayın Başkan, Sayın Üyeler,
Bu davada yargılanan tüm sanıklar için iddianamede Sami Demirci'nin emniyet ifadesi
esas alınmış ve gerek iddianame, gerekse esas hakkında mütalaa da Sami Demirci'nin
emniyet ifadesi delil olarak gösterilmiştir.
Anayasa Mahkemesi'nin E.1991/18.K.1992/20 ve 31.03.1992 günlü kararına göre; 3713
sayılı T.M.Y. nın 4.maddesine yapılan bir itirazın değerlendirilmesinde,
"duruşmaya gelmeyen sanıkların, savcı veya hakim huzurunda alınmış mevcut
beyanları ile yetinilir" hükmünün Anayasaya aykırı olduğuna oy birliği ile
karar verilmiştir.
Buradaki oy birliği kararı çok önemlidir. Çünkü Terörle Mücadele Yasası,
hukukçular tarafından en çok tartışılan ve üzerinde konsesu sağlanamamış ender
yasalardan biridir.
Anayasanın 153.maddesine göre, Anayasa Mahkemesi Kararları kesindir.
Yasama,yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve gerçek tüzel kişileri
bağlar.
Bu hukuki çerçeveyi çizikten sonra ;
Müvekkilem hem iddianamesinde, hem de mütalaada, Sanık Sami Demirci'nin emniyet ifadesi
gerekçe ve delil olarak gösterilmek suretiyle suçlanmaktadır.
Yüce Mahkeme, yalnızca hakim ve savcı karşısında verilmiş beyanları bile
yeterli bulmazken, bu davada yalnızca emniyet ifadeleri iddia makamı tarafından yeterli
kanul edilmektedir.
Anayasanın 153.maddesine göre, Anayasa Mahkemesi Kararları yargıyı da bağlar.
Bu nedenle kararda ya da hüküm tesisinde Sami Demirci'nin emniyet ifadesinin dikkate
alınmaması yasa gereğidir.
Bu yasal belirlemeyi sunduktan sonra, savunmamızın dört bölümden oluştuğunu;
1-Başak Çağlar'ın yakalanması
2-Gözaltı, yer gösterme işlemleri, tutuklanması
3-İddianamede atılı suçların yanıtlanması
4-Hukuksal gerekçeler, taleplerimiz ve sonuç
bölümlerinin ayrıntılı olarak açıklanacağını belirtmek isterim.
1-BAŞAK ÇAĞLAR'ın YAKALANMASI :
Müvekkilem 17.01.1995 günü Yenimahalle Tufan Sokak 83 numaralı evin önünde
gözaltına alınmıştır.
-Bu ev Başak Çağlar'ın doğduğu ve çocukluk yıllarını geçirdiği evdir.
-Bu ilişki sayın heyetinize fotoğraflarla sunulmuştur. Evin eski olması ve tadilat
görmemiş olması, gerçeğin en net şekilde görülmesini sağlamıştır.
-Bu evde hala Başak Çağlar'ın babasının teyzesi ve çocukları oturmaktadır. Bu
şahıslara ait ikametgah belgeleri ve nüfus cüzdanı örnekleri daha
önceki
oturumlarda sunulmuştur. Teyze çocukları Kemal ve Selma Karaer tarafınızdan tanık
olarak dinlenilmiştir.
-Başak Çağlar'ın olay sırasında burada bulunmasının nedeni teyzesinin
ilaçlarını götürmüş olmasıdır.
Ankara Büyük Şehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı, Numerataj Şube
Müdürlüğü'nün 1993 yılı sonu verilerine göre; Ankara Büyükşehir Belediyesi
hudutları 73.353 hektardır. Uydu kentler hariç olmak üzere bu alanda 760.000 konut
mevcuttur.
Bu verilere göre başak Çağlar'ın Tufan Sokak 83 numaralı evin önünde gözaltına
alınmasında akrabalarına gitmekten başka bir kasıt aranmasındaki olasılık 760.000
de birdir.
İlk duruşmada sayın heyetinize sunduğumuz krokiyi, savunmamıza ek olarak yeniden
sunuyoruz.
Müvekkilem teyzesinin ilaçlarını götürmek üzere iken, Çarşı Caddesi üzerinde
bir patlama sesi duymuş ve her insanın yapacağı en normal şeyi yaparak, koşabileceği
pek çok istikamet olmasına rağmen teyzesinin evine koşmuş, tam evin önünde de
polislerce saçlarından sürüklenerek gözaltına alınmıştır.
Hiçbir insanın yaşadığı ve tanındığı bir çevre içerisinde, gizli örgüt ve
silahlı çete adına eylem yapmayacağına özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum.
Gizliliğin ve illegalitenin esas olduğu bir ortamda soy ağacına bağlı beş ailenin
bulunduğu bir yerde gizli örgüt adına eylem yapmanın ne kadar imkansız olduğunun
altını özellikle çiziyorum.
2-GÖZALTI, YER GÖSTERME İŞLEMLERİ, TUTUKLANMASI:
Başak Çağlar 18 yaşındadır. Yaşamı boyunca bir tek kez olsun. karakola
gitmemiş, polisle karşı karşıya kalmamıştır. İlk kez karşılaştığında ise,
arkasından silahla ateş edilmiş, saçlarından yakanarak yerlerde sürüklenmiş, pek
çok polis tarafından yere yatırılarak kafası kaldırımlara bastırılmıştır. Bu
anlatımlar için tanık veya delil göstermeye gerek yoktur. Çünkü bunlar olay yeri
yakalama tutanağında zaten yazılıdır.
Müvekkilem TEM'e girdikten sonra malum yöntemlerle sorguya alınmıştır.
Burada bir konudan söz açmak çok yararlı olacaktır. 2845 sayılı DGM'lerin Kuruluşu
ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un değişik 10.maddesinde;
DGM lerin görev alanlarına giren suçlarda ilk soruşturma yapılmaz. DGM lerin
görev alanına giren suçların hazırlık soruşturması bu mahkeme nezdinde bulunan
Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılır denilmektedir.
Uygulama ise bunun tam tersinedir. Cumhuriyet Savcıları bu asli görevlerini, polise
devretmişlerdir. Müvekkilem gözlem altına alındıktan tam dokuz gün sonra
Cumhuriyet Savcısını görmüş, yer gösterme işlemi yapıldıktan sonra da yeniden
şubeye götürülmüştür. Emniyette imzalamış olduğu ifade kesinlikle Başak
Çağlar'ın değildir. İyi bir eğitim almış, düzgün ve güzel Türkçe konuşan ve
yazan müvekkilemin böyle cümle düşüklükleri, böylesine Türkçe ile ilgisiz bir
anlatımın sahibi olması düşünülemez bile. Kaldı ki ilk duruşmada
kanıtladığımız gibi, müvekkilemin emniyet ifadesi ile Zeynep Yıldız'ın emniyet
ifadesinin kelime kelime aynı olaması, bu ifadelerin özgür bir irade beyanı
olmadığı, başkaları tarafından yazılarak zorla imzalattırıldığını
kanıtlamaktadır.
Yer gösterme işlemlerinin kimisi görevin asli sahibi savcılarca kimisi ise yalnızca
polisler tarafından yaptırılmıştır. Yer gösterme işlemlerinin, emniyetten hiç bir
farkı yoktur. Çünkü emniyet ifadelerini düzenleyen polisler, yer gösterme işlemleri
sırasında da orada bulunmaktadırlar. Yer gösterme işlemi bittikten sonra yine
gidilecek yer TEM Şube Müdürlüğü'dür. Bu koşullar altında emniyet ifadesini red
etmek veya bu olayı ben yapmadım demek olanaklı değildir. Bunun en güzel kanıtı
olarak 27.01.1995 tarihli Sabah Gazetesi'ni ekte sunuyoruz. Henüz 18 yaşındaki bir
gencin dokuz gün içinde ne hale geldiği yüzündeki ifadeden çok iyi
anlaşılmaktadır. (Ek-1)
Müvekkilem, gözaltına alındıktan 14 gün sonra DGM'ye getirilmiştir. Burada ailenin
yakın dostu bir meslektaşımız, TEM görevlilerinin yanında Başak'a ulaşmayı
başarabilmiştir. Bu görüşme esnasında meslektaşımız, Başak'a yapmadığın hiç
bir şeyi kabullenme, emniyette sana isnat edilen suçları sakın kabul etme uyarısını
yapmıştır. Ancak meslektaşımızın oradan ayrılmasının ardından, TEM elemanları
Başak'ı avukata inanmaması, eğer suçlamaları kabul ederse serbest
bırakılacağını söyleyerek ikna etmeye çalışmışlar, aksi halde yeniden emniyete
götüreceklerini belirtmişlerdir. Başak'ın ikna olmaması durumu ile de
karşılaşmamak için işi iyice sıkıya almışlar, DGM bahçesinde bekleyen annesi
Sabahat Çağlar'ın yanına gelerek, "Ben şimdi sizi kızınızın yanına
götüreceğim, kızınıza söyleyin emniyet ifadesini kabul etsin aksi takdirde örgüt
üyesi muamelesi görür, en az onbeş sene ceza yer" diyerek, annesini Başak'ın
yanına götürmüşlerdir. Bu güne değin devlet memuru olarak çalışmış, devletin
tüm kurumlarına inanmış olan bu anne de polisin yönlendirmesine uymuş ve Başak ile
yaptığı görüşmede, polise inanmasını ve suçlamaları kabul etmesi halinde serbest
bırakılacağını kızına söylemiştir.
Müvekkilem savcının yanında iken TEM elemanları da aynı oda içerisindedir.
Ayrıca annesinin telkinleri mevcuttur. Bu durumda polisin dediğini yaparak suçlamaları
kabul etmiştir.
En küçük bir örgüt deneyimi olsa, müvekkilemin böyle davranması mümkün
değildir. Örgütlerin belli kuralları vardır. Nerede ne yapılacağı kesin kurallarla
bellidir.
Örgüt deneyimi olan bir insanın polise inanması ve onun söylediklerini yapması söz
konusu bile değildir.
Sonuç olarak, polisin baskı ve tehditleri, annesinin telkinleri ve emniyete geri dönme
korkusu ile hakim önünde de emniyet ifadesini kabul ederek tutuklanmıştır. Ancak bu
koşullar altında bile örgüt üyeliği ile ilgili kavramları kabul etmediğini beyan
etmiştir. Böylece 14 günlük gözaltı süresinin sonunda müvekkilim, polise
inanmasının bedelinin ne olduğunu öğrenerek 18 yaşında cezaevi ile
tanışmıştır.
|