Geri - Yukarı - Ileri
 

28.8.1996
09.30

ANKARA 2 NUMARALI DEVLET GÜVENLİK MAHKEMESİ
SAYIN BAŞKANLIĞI'NA

Dosya No : 1995/0039
Sanık        : Başak Çağlar
Vekili       : Av. Şener Bayar
Konu        : Savunma

Açıklama : Müvekkilem Başak Çağlar 17.01.1995 günü gözlem altına alınmış olup, 553 gündür tutkludur.
Başak Çağlar 8.Mayıs.1976 günü Yenimahalle Tufan Sokak 83 numaralı evde doğmuştur. Annesi kamu sektöründe, babası ise özel söktörde yönetici olarak çalışmaktadırlar. İlk, orta, lise öğrenimi son derece başarılı olmuş, daha sonra girdiği üniversite sınavlarını da kazanarak DTCF'ne kaydını yaptırmıştır.
Aile içerisinde son derece uyumlu, tüm aile bireyleri ile çok iyi geçinen, ailesinin izni olmaksızın hiç bir yere gitmeyen müvekkilem, tam 19 aydır sevdiklerinden uzak, üstelik cezaevi koşullarında yaşamaktadır.
12.Nisan.1995 günü başlayan yargılama süreci, türlü olumsuzluklara sahne olmuş, duruşmalar tıkanmış, gerekli sanıklar duruşmalara getirilememiş ve adalet gecikerek sekteye uğramıştır.
Sayın Başkan, Sayın Üyeler,
Bu davada yargılanan tüm sanıklar için iddianamede Sami Demirci'nin emniyet ifadesi esas alınmış ve gerek iddianame, gerekse esas hakkında mütalaa da Sami Demirci'nin emniyet ifadesi delil olarak gösterilmiştir.
Anayasa Mahkemesi'nin E.1991/18.K.1992/20 ve 31.03.1992 günlü kararına göre; 3713 sayılı T.M.Y. nın 4.maddesine yapılan bir itirazın değerlendirilmesinde, "duruşmaya gelmeyen sanıkların, savcı veya hakim huzurunda alınmış mevcut beyanları ile yetinilir" hükmünün Anayasaya aykırı olduğuna oy birliği ile karar verilmiştir.
Buradaki oy birliği kararı çok önemlidir. Çünkü Terörle Mücadele Yasası, hukukçular tarafından en çok tartışılan ve üzerinde konsesu sağlanamamış ender yasalardan biridir.
Anayasanın 153.maddesine göre, Anayasa Mahkemesi Kararları kesindir. Yasama,yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve gerçek tüzel kişileri bağlar.
Bu hukuki çerçeveyi çizikten sonra ;
Müvekkilem hem iddianamesinde, hem de mütalaada, Sanık Sami Demirci'nin emniyet ifadesi gerekçe ve delil olarak gösterilmek suretiyle suçlanmaktadır.
Yüce Mahkeme, yalnızca hakim ve savcı karşısında verilmiş beyanları bile yeterli bulmazken, bu davada yalnızca emniyet ifadeleri iddia makamı tarafından yeterli kanul edilmektedir.
Anayasanın 153.maddesine göre, Anayasa Mahkemesi Kararları yargıyı da bağlar.
Bu nedenle kararda ya da hüküm tesisinde Sami Demirci'nin emniyet ifadesinin dikkate alınmaması yasa gereğidir.
Bu yasal belirlemeyi sunduktan sonra, savunmamızın dört bölümden oluştuğunu;
1-Başak Çağlar'ın yakalanması
2-Gözaltı, yer gösterme işlemleri, tutuklanması
3-İddianamede atılı suçların yanıtlanması
4-Hukuksal gerekçeler, taleplerimiz ve sonuç
bölümlerinin ayrıntılı olarak açıklanacağını belirtmek isterim.

1-BAŞAK ÇAĞLAR'ın YAKALANMASI :
Müvekkilem 17.01.1995 günü Yenimahalle Tufan Sokak 83 numaralı evin önünde gözaltına alınmıştır.
-Bu ev Başak Çağlar'ın doğduğu ve çocukluk yıllarını geçirdiği evdir.
-Bu ilişki sayın heyetinize fotoğraflarla sunulmuştur. Evin eski olması ve tadilat   görmemiş olması, gerçeğin en net şekilde görülmesini sağlamıştır.
-Bu evde hala Başak Çağlar'ın babasının teyzesi ve çocukları oturmaktadır. Bu    şahıslara ait ikametgah belgeleri ve nüfus cüzdanı örnekleri daha önceki              oturumlarda sunulmuştur. Teyze çocukları Kemal ve Selma Karaer tarafınızdan tanık olarak dinlenilmiştir.
-Başak Çağlar'ın olay sırasında burada bulunmasının nedeni teyzesinin ilaçlarını götürmüş olmasıdır.
Ankara Büyük Şehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı, Numerataj Şube Müdürlüğü'nün 1993 yılı sonu verilerine göre; Ankara Büyükşehir Belediyesi hudutları 73.353 hektardır. Uydu kentler hariç olmak üzere bu alanda 760.000 konut mevcuttur.
Bu verilere göre başak Çağlar'ın Tufan Sokak 83 numaralı evin önünde gözaltına alınmasında akrabalarına gitmekten başka bir kasıt aranmasındaki olasılık 760.000 de birdir.
İlk duruşmada sayın heyetinize sunduğumuz krokiyi, savunmamıza ek olarak yeniden sunuyoruz.
Müvekkilem teyzesinin ilaçlarını götürmek üzere iken, Çarşı Caddesi üzerinde bir patlama sesi duymuş ve her insanın yapacağı en normal şeyi yaparak, koşabileceği pek çok istikamet olmasına rağmen teyzesinin evine koşmuş, tam evin önünde de polislerce saçlarından sürüklenerek gözaltına alınmıştır.
Hiçbir insanın yaşadığı ve tanındığı bir çevre içerisinde, gizli örgüt ve silahlı çete adına eylem yapmayacağına özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Gizliliğin ve illegalitenin esas olduğu bir ortamda soy ağacına bağlı beş ailenin bulunduğu bir yerde gizli örgüt adına eylem yapmanın ne kadar imkansız olduğunun altını özellikle çiziyorum.

2-GÖZALTI, YER GÖSTERME İŞLEMLERİ, TUTUKLANMASI:
Başak Çağlar 18 yaşındadır. Yaşamı boyunca bir tek kez olsun. karakola gitmemiş, polisle karşı karşıya kalmamıştır. İlk kez karşılaştığında ise, arkasından silahla ateş edilmiş, saçlarından yakanarak yerlerde sürüklenmiş, pek çok polis tarafından yere yatırılarak kafası kaldırımlara bastırılmıştır. Bu anlatımlar için tanık veya delil göstermeye gerek yoktur. Çünkü bunlar olay yeri yakalama tutanağında zaten yazılıdır.
Müvekkilem TEM'e girdikten sonra malum yöntemlerle sorguya alınmıştır.
Burada bir konudan söz açmak çok yararlı olacaktır. 2845 sayılı DGM'lerin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un değişik 10.maddesinde;
DGM lerin görev alanlarına giren suçlarda ilk soruşturma yapılmaz. DGM lerin görev alanına giren suçların hazırlık soruşturması bu mahkeme nezdinde bulunan Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılır denilmektedir.
Uygulama ise bunun tam tersinedir. Cumhuriyet Savcıları bu asli görevlerini, polise devretmişlerdir.
Müvekkilem gözlem altına alındıktan tam dokuz gün sonra Cumhuriyet Savcısını görmüş, yer gösterme işlemi yapıldıktan sonra da yeniden şubeye götürülmüştür. Emniyette imzalamış olduğu ifade kesinlikle Başak Çağlar'ın değildir. İyi bir eğitim almış, düzgün ve güzel Türkçe konuşan ve yazan müvekkilemin böyle cümle düşüklükleri, böylesine Türkçe ile ilgisiz bir anlatımın sahibi olması düşünülemez bile. Kaldı ki ilk duruşmada kanıtladığımız gibi, müvekkilemin emniyet ifadesi ile Zeynep Yıldız'ın emniyet ifadesinin kelime kelime aynı olaması, bu ifadelerin özgür bir irade beyanı olmadığı, başkaları tarafından yazılarak zorla imzalattırıldığını kanıtlamaktadır.
Yer gösterme işlemlerinin kimisi görevin asli sahibi savcılarca kimisi ise yalnızca polisler tarafından yaptırılmıştır. Yer gösterme işlemlerinin, emniyetten hiç bir farkı yoktur. Çünkü emniyet ifadelerini düzenleyen polisler, yer gösterme işlemleri sırasında da orada bulunmaktadırlar. Yer gösterme işlemi bittikten sonra yine gidilecek yer TEM Şube Müdürlüğü'dür. Bu koşullar altında emniyet ifadesini red etmek veya bu olayı ben yapmadım demek olanaklı değildir. Bunun en güzel kanıtı olarak 27.01.1995 tarihli Sabah Gazetesi'ni ekte sunuyoruz. Henüz 18 yaşındaki bir gencin dokuz gün içinde ne hale geldiği yüzündeki ifadeden çok iyi anlaşılmaktadır. (Ek-1)
Müvekkilem, gözaltına alındıktan 14 gün sonra DGM'ye getirilmiştir. Burada ailenin yakın dostu bir meslektaşımız, TEM görevlilerinin yanında Başak'a ulaşmayı başarabilmiştir. Bu görüşme esnasında meslektaşımız, Başak'a yapmadığın hiç bir şeyi kabullenme, emniyette sana isnat edilen suçları sakın kabul etme uyarısını yapmıştır. Ancak meslektaşımızın oradan ayrılmasının ardından, TEM elemanları Başak'ı avukata inanmaması, eğer suçlamaları kabul ederse serbest bırakılacağını söyleyerek ikna etmeye çalışmışlar, aksi halde yeniden emniyete götüreceklerini belirtmişlerdir. Başak'ın ikna olmaması durumu ile de karşılaşmamak için işi iyice sıkıya almışlar, DGM bahçesinde bekleyen annesi Sabahat Çağlar'ın yanına gelerek, "Ben şimdi sizi kızınızın yanına götüreceğim, kızınıza söyleyin emniyet ifadesini kabul etsin aksi takdirde örgüt üyesi muamelesi görür, en az onbeş sene ceza yer" diyerek, annesini Başak'ın yanına götürmüşlerdir. Bu güne değin devlet memuru olarak çalışmış, devletin tüm kurumlarına inanmış olan bu anne de polisin yönlendirmesine uymuş ve Başak ile yaptığı görüşmede, polise inanmasını ve suçlamaları kabul etmesi halinde serbest bırakılacağını kızına söylemiştir.
Müvekkilem savcının yanında iken TEM elemanları da aynı oda içerisindedir. Ayrıca annesinin telkinleri mevcuttur. Bu durumda polisin dediğini yaparak suçlamaları kabul etmiştir.
En küçük bir örgüt deneyimi olsa, müvekkilemin böyle davranması mümkün değildir. Örgütlerin belli kuralları vardır. Nerede ne yapılacağı kesin kurallarla bellidir.
Örgüt deneyimi olan bir insanın polise inanması ve onun söylediklerini yapması söz konusu bile değildir.
Sonuç olarak, polisin baskı ve tehditleri, annesinin telkinleri ve emniyete geri dönme korkusu ile hakim önünde de emniyet ifadesini kabul ederek tutuklanmıştır. Ancak bu koşullar altında bile örgüt üyeliği ile ilgili kavramları kabul etmediğini beyan etmiştir.
Böylece 14 günlük gözaltı süresinin sonunda müvekkilim, polise inanmasının bedelinin ne olduğunu öğrenerek 18 yaşında cezaevi ile tanışmıştır.

 
Geri - Yukarı - Ileri