Osmanlı'nın en eski şehirlerinden Trabzon'un tarihi
TRABZON(Eski adları: Tarap, Tibarite, Tibarende, Trabende, Trebizonde, Trapesonda, Trapesus, Trebizond, Trapezonta, Trapezonte, Trebizonda, Tırabuzan. )
"Trabzon" adının kökeni üzerine değişik görüşler vardır. Bazı kaynaklar bu adın gerekçe "Trapez", dörtgen biçiminde masa, sözünden ileri geldiğini söylerler. Birçok kaynaklar Trabzon`un M.Ö.756 yılında miletos kolonisi olarak kurulduğu görüşündedir. Şehri ilk kuranlar burada gördükleri sofra şekilli taşlar yüzünden sofra taşı anlamına gelen "Trapesa" adını vermişlerdir. Milet'lerden sonra pers (İran), İskender döneminden sonra pont krallığına bağlandı (M.Ö. 330-30). Romalular Pontus devrini yıkıp, M.Ö. 63 yılında bütün Anadolu'yu istila edince, içinde Trabzon şehrinin bulunduğu Doğu Karadeniz Bölgesi de Romalıların egemenliği altına girdi. Bu sırada, K afkasya'daki "Lazlar" da batıya göçerek Sürmene'yi de içine alan Trabzon kıyılarına yerleştiler. M.Ö. I. yüzyılda İnanyon ve Mitridat adlı iki kral, Trabzon'u birlikte yönettiler. Roma imparatorluğu 395 yılında Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılınca, Trabzon, Doğu sınırları içinde kaldı ve Bizans yönetimine geçti. Böylece Trabzon tarihinde Bizans devri başlamış oldu. Bizans devrinde Trabzon, Yeşilırmak'ın ağzından Batum'a değin bütün Doğu Karadeniz Bölgesini içine alan Pontus Polemonikaos eyaletinin (Thema) merkezi oldu. Bizans İmparatoru Justinanos (527-565)'in İran seferi sırasında da Trabzon önemli bir üs yeri olarak kullanıldı. 1058 yılından itibaren, Müslüman Türk orduları, Trabzon bölgesine akınlar yaptılar. Trabzon'da kale duvarlarına kadar gelerek kale dışında şehir de dahil olmak üzere bütün Doğu Karadeniz Bölgesi'ni kuşattılar. 1071 Malazgird Savaşı'ndan sonra Anadolu'nun siyasi coğrafyasına egemen olmak isteyen Oğuz-Türkmen gibi Türk boyları, özellikle Selçuklular, yaklaşık olarak 400 yıl boyunca Trabzon'u birkaç kez kuşattılar. Trabzon, bu kuşatmalardan, güçlü surları, Bizans desteği ve doğal yapısının sağladığı olanaklar sayesinde korundu. Ancak sürekli akınlar sonucu, Türkler bölgenin dışına yerleştiler. 1098 yılından itibaren kale içindeki Trabzon şehrinin askeri Hıristiyan valileri de Bizans'a karşı bağımsızlık savaşına girdiler. Bu sebeple Müslüman Türk beyleri ile dostluk kurdular. 1104 yılında bağımsızlığını ilan eden Gorigoris'in, Bizans donanmasıyla gelen göçlerde tutsak düşüp öldürülmesi, bu olayların bir kanıtıdır. IV. Haçlı seferi sırasında Latinler, Bizans' işgal ettiler. Bu olaylar karışıklıklara yol açtı. Trabzon'da da Rum-Pontus Devleti kuruldu (1204-1461). Anadolu Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykavus'un Sinop'u almasından (3 kasım 1214), bir gün önce Aleksios Kommenos Selçuklulara esir düştü. Kendisiyle bir anlaşma yapılarak, Trabzon Devleti'nin batıdaki sınırı Kilyos Çayı'ndan Çarşamba ve Terme çaylarına çekilmesi sağlandı. Tekfurluk oluşumuna düşen devlet, vergi, vermek zorunda kaldı. Daha sonra sürekli Selçuklu saldırılarına uğrayan şehir, Fatih Sultan Mehmed devrinde Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katıldı (26 ekim 1461). Fatih Trabzon Kalesi içindeki şehir halkının önemli bir bölümünü İstanbul'a gönderdi. Bunlardan İslamlığı kabullenenler şehir içine Hıristiyan kalanlar şehir dışında kurulan köy ve mahallere yerleştirildi. Bundan sonra kentte, şehircilik açısından gerçek gelişim Türklerce kurulan ilk mahalleler:"Gülbaharhatun", "Erdoğdu", "Kavakmeydanı"ve "Ayasofya" ile 1534 yılında oluşan"İskenderpaşa","Çömlekçi" ve "Değirmendere" mahalleleridir.
Trabzon'da 1487 yılında yapılan sayımda 1122, I. Ahmed zamanındaki yoklamada (1603-1617) ise 18 bin ev bulunduğu anlaşılır. Ali Paşa, Trabzon-İran transit yolunun onarımı için çok çaba göstermiştir.
Trabzon, Osmanlı topraklarına katınca, geniş bir "hinterland"ı bulunduğu için hemen eyalet merkezi durumuna getirildi. Trabzon eyaleti, Canik (Samsun)'ten Hopa'ya, Karadeniz'den Gümüşhane'ye dek uzanan toprakları içine alıyordu.
Şehir, önemli bir ticaret merkeziydi. Asya'dan doğudan ve Güneydoğu Anadolu'dan gelen çeşitli mallar, Trabzon'a ulaşıyor ve buradan gemilere yükleniyordu.
Fatih Sultan Mehmed, Trabzon'dan ayrılmadan önce şehir yönetimini Gelibolu Sancak Beyi ve Donanma Komutanı Kazım Bey'e verdi. Yanına da birkaç gemi ile biraz asker ve silah bıraktı. Trabzon 1462 yılında sancak durumuna getirilince Sancak Beyliği'ne Hızır Bey atandı. Daha sonra Trabzon Valiliğine Hacı Hayreddin Paşa (1465) ondan sonra da Zağnos Paşa (1467) ve Sofu Ali Bey valilikte bulundular.
1470 yılında, Fatih Sultan Mehmed'in oğlu olan Amasya Valisi Şehzade Bayezid'in oğlu Şehzade Sultan Abdullah'a Trabzon Valiliği verildi. Amasya'da babasının yanında bulunan Şehzade Abdullah, il muhafız komutanı olan Lalası Hayreddin Hızır Paşa ve annesi Şirin Hatun ile birlikte Trabzon'a geldi.
Yavuz Sultan Selim de 20 yaşında, 1489 yılında Trabzon valiliğine atanmıştır. Sultan Selim, gelir gelmez, Osmanlı Türk Devleti'nin doğu sınırlarındaki şii tehlikesini görmüş, bunun üzerine Trabzonlulardan askeri birlikler kurmuş, şehrin korunmasına önem vermiştir. 1491 yılında da surları onartmıştır. Şah İsmail'e karşı şehri sürekli tahkim eden Selim, 1510 yılında Trabzonlulardan kurduğu birliklere, bir hükümdar gibi kendi başına Gürcistan'a sefer açmış, Gürcü Kralı Bağrad III'ün kuvvetlerini yenerek başkent Kütayis'i fethetmiştir. Büyük bir zaferle Trabzon'a dönen Selim'e seferdeki başarısından ve savaşta gösterdiği cesaret ve kahramanlığından dolayı henüz şehzade iken "Yavuz" lakabı verilmiştir. Yavuz'dan sonra Trabzon Valiliğine Lala Sinan Paşa atandı.
Kanuni Sultan Süleyman'ın padişahlığı zamanında idari kuruluşlarda bazı değişiklikler yapıldı. Anadolu eyaleti (Eyalet-i Rum) ikiye ayrıldı. Birine Eski Anadolu eyaleti (Kadum Rum Eyaleti) ötekine de yeni Anadolu Eyaleti (Hadis Rum Eyalet) denildi. Yeni Anadolu Eyaleti'nin livalarından en büyüğü merkez livası olan Trabzon'du. Trabzon, 1535 yılında Erzurum eyaletine bağlı bir liva oldu. III. Murad, ülkenin eyalet ve livalarını yeniden düzenlerken Trabzon ile Batum (Lazistan Sancağı) birleştirilerek Trabzon-Batum eyaleti kuruldu. Eyaletin merkezi Trabzon'du. Bu tarihten sonra XVII. yüzyılın başında şehirde, birtakım celali ayaklanmaları olduysa da, bunlar başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
XVII. yüzyılın ilk yarısında şehir, birkaç kere Kazakların saldırısına uğradı. 1637 yılında, Don Kazakları yaptıkları hızlı bir baskınla Azak Kalesi'ndeki Müslümanları şehit edip kaleyi ele geçirdiler. Bu olay Trabzon'un tarihinde ve yaşantısında yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Bundan sonra Trabzon'a gönderilen bütün valiler sınır kalelerini kurtarmak ve korumakla görevlendirildiler. Bu durumun sonucunda da Trabzon'un yönetimi müsetellimler, yani vali vekilliği yapan yerli ağalar ayaklandı.
XVIII. yüzyılın ilk yarısında Lazlarla Çepniler arasında sürekli geçimsizlik başgöstermiştir. Gerek Çepni gerekse Laz ağaları bölgelerinde bağımsız gibi yaşarlardı. Onlardan yana olanlar da ağalarından başka devlet adamı tanımazlardı. Derebeylerinin özel askeri birlikleri bile vardı. 1738 yılında Trabzon valiliğine getirilen Çeteci Abdullah Paşa, Trabzon'a gelir gelmez Laz-Çepni mücadelesine el koydu. Kısa sürede taraflar arasındaki silahlı çatışmayı bastırdı.
XIX. yüzyılın başında Trabzon'da ağa ayaklanmaları başgösterdi. Bular, şehrin yönetimini ele geçirmek istediler ve başarılı oldular. Şehirde 1820 yılında Tuzcuoğlu ayaklanması başgösterdi. Durumu incelemek üzere Trabzon'a gönderilen Kapıcıbaşı Mehmed Ağa, olayları bastırdı. Ancak, daha sonraki tarihlerde de tekrarlanan bu ayaklanmaların çoğu bastırıldı.
XIX. yüzyılın sonunda Trabzon'un dört sancağı vardı:Bunlar 1-Merkez Trabzon Sancağı,2-Lazistan Sancağı (Rize) 3-Gümülcüne Sancağı 4-Canik Sancağı (Samsun). Sancağın toplam nüfusu 1 milyon 71 bin 477, merkez sancağın nüfusu ise 530 bin 918 idi. Şehir merkezinde 42 bin 362 kişi vardı.
1895 yılındaki Trabzon, devletin diş ilişkilerinde de önemli bir yere sahiptir. Bu sebeple Trabzon'da, Avusturya-Macaristan, İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya, Yunanistan, Belçika, İspanya ve Amerika konsoloslukları vardı. Biri yerli, yedisi yabancı olmak üzere sekiz kumpanya Trabzon'a vapur işletmekteydi.
II. Meşrutiyet'ten sonra idari kuruluşlarda bazı değişiklikler yapıldı. Trabzon'a bağlı olan Samsun, bağımsızlık mutasarrıflık oldu.
I. Dünya Savaşı'nda 14 nisan 1916'da Trabzon, Ruslar tarafından işgal edildi. Rus Generali Şvartz,Rusça, Rumca ve Türkçe bildiri yayınlayarak, Trabzon'da Rus kanunlarının uygulanacağı, bu kanunlara karşı gelenin şiddetle cezalandırılacaklarını ilan etti. Türkler tarafından camiye çevrilen eski kiliselerde namaz kılınması yasaklandı. Binalar Rumlara verildi. Bu olay üzerine halk Giresun, Ordu, Samsun illerine doğru göç etmeye başlayıp, 1917 yılında Rusya'da Bolşevik Devrimi olması üzerine Rus ordusu Trabzon'dan çekildi. I. Dünya Savaşı'ndan sonra, Doğu Karadeniz eşrafının ittihadçı kesimi, bölge için önem taşıyan yararlı dernekler kurdular. Bunlardan biri "Trabzon ve Havalisi Adem-i merkeziyet cemiyetidir. Merkezi İstanbul'dadır. Yayın organı olarak Trabzon'da İstikbal gazetesidir. Ancak, Trabzon için daha büyük yaraları görülen dernek "Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye cemiyeti"dir. 12 şubat 1919 yılında kurulan bu dernek gerçek bir eşraf örgütüydü. Kazım Karabekir Paşa'dan destek gören bu cemiyetin gücü, Atatürk'ün Samsun'a çıkmasından sonra daha da artmıştır.
Meşrutiyet'ten önce Trabzon'da öğretim kuruluşu olarak 8 medrese, öğrenim süresi 4 yıl olan 5 ilkokul, 1 sanat yurdu, 1askeri rüşdiye 1 idadi ve darülmuallimin vardı.
Şehrin sosyal ve sanat yönünden de kuruluşundan günümüze kadar oldukça gelişmiş olduğu dikkati çeker. Fransız tiyatroculuğunu kavrayan Ali Paşa, Trabzon valiliği süresince (1882-1885) kentte tiyatroya önem vermiştir. Trabzon şehir tiyatrosu bu süre içinde sürekli olarak temsiller verir. Bu yüzden tiyatro binasının bulunduğu Kanuni ortaokulu bahçesinde "Karagöz Bahçesi" denilmekteydi. Daha sonra Kadir Paşa'nın bu çalışmaları hızlandırdığı çeşitli kaynaklardan öğrenilmiştir.
Şehir 1844 yılında su darlığı çekmekteydi. Ancak bu tarihte yenide su yolları ve kemer yaptırılması için çalışmalara başlanarak kentin su sorunu büyük ölçüde giderilmiştir. Trabzon ili, sağlık hizmetleri açısından sürekli gelişmekte olan bir ildir. Özellikle merkez ilçe, bu konuda daha gelişmiştir. 1847 yılında Trabzon'da çıkan kolera hastalığından dolayı, yolcular Kazcak'ta, hastalarda Kız Kulesi'nde karantinaya alınmıştır. Bugün Kemik Hastalıkları Hastanesi olan binada, 1900 yılında Akridis adlı Rum doktorun 3 doktor 4 hemşire ile hasta tedavi ettiği bilinmektedir. 1905 yılında Trabzon'un Yenicuma Mahalesi'nde Panayotaki Afridi Efendi'nin tapulu arzisi üzerine kira karşılığı bir hastane yapılmasına karar verilmiştir.
XIX. yüzyılın ikinci yarısında gelişen Avrupa endüstrisi, Yakındoğu ile ticaret ilişkilerinin kurulması, mal alım satımlarının artması, Doğu Karadeniz'in büyük kapısı ve İran transit başlangıcı olan Trabzon'a ekonomik yönden önem kazandırmıştır. Trabzon'un1868 yılında eyalet olması, bu ekonomik ve sosyal gelişmelerin bir sonucudur. Trabzon eyalet olduktan sonra 1883 yılında Ayandon iskelesine bir rüsûmat idaresi kurulmuştur. Ancak şehir Ruslar tarafından istilâ edildikten sonra ekonomide felce uğramıştır. Bugün Ticaret ve Sanayi Odası Türkiye'nin en eski odalarından biridir. Eldeki kaynaklara göre 1884 yılında kurulmuştur. Birkaç kez açılıp kapanan Ticaret Odası 1919 yılından bu yana çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir. Şehrin eski bir ticaret merkezi olması sebebiyle bankaların kuruluşu da eski tarihlere dayanır. 1921 yılında Trabzon'da Bank-ı Osmânî (Osmanlı Bankası) şubeleri açılmıştır. Trabzon ili sınırları içerisinde sanayinin hammaddesini oluşturan çeşitli madenler vardı. 1882 yılında Trabzon'da Yakacık ve Caganos köylerinde bakır ile karışık simli kurşun madeni işletmeye açılmıştır.
Tarih boyunca birçok uygarlıkların üstüste yaşadığı Trabzon, önemli bir kültür birikimine sahiptir. Trabzon özellikle Komnenoslar devri kalıntıları bakımından zengindir.
Diğer şehirlerin aksine biz burada Trabzon'daki yapıları değişik biçimde, aşağıdaki sıra üzerinden vermeyi yaralı görmekteyiz. Zira, Bizans-komnenos ve Osmanlı dönemi yapılarından birçoğu günümüzde sağlam olarak durmaktadır.
Trabzon'da Bizans döneminde pek çok eser yapılmıştır. Bunlardan günümüzde kalan eserlerden çoğu yıpranmış, bu yapılardan bir kısmı da Osmanlı döneminde onarılarak camiye çevrilmiştir.
Trabzon Kalesi, Anadolu kaleleri arasında, kalesinin biçimine göre isim alan tek şehir Trabzon'dur. Kale Bizans yapısıdır. Daha sonra Osmanlılar tarafından yapılan eklerle bugünkü duruma getirilmiştir. Kale, Yukarı Hisar, Orta Hisar, Aşağı Hisar bölümlerinden meydana gelmiştir. İç kale 1541 yılında Şirvan Şah Zade Mirza Mehmed Bey'in yardımı ile onarılmıştır. (Kitabesi bugün Ayasofya Müzesi bahçesindedir).
IV.Ioannes Trabzon'da birçok kule yaptırmıştır. Trabzon Kalesi'nin daha iyi savunulması için 1446 yılında Yukarı Hisar içinde bulunan kendi adıyla anılan kuleyi yaptırmıştır. "IV. Ioannes Kulesi".Bu kule saray binasının kuzeyinde bulunurdu. Saray, duvar kalıntılarından anlaşıldığına göre, kesme taştan yapılmıştır. Planı belli değildir. Sadece ikiz pencereli bir duvar parçası vardır. Trabzon Kalesi'nin güney tarafında bulunan İç Kale (Kulehisar) bugün de gösterişini korumaktadır. Orta Hisar, Yukarı Hisar ve İç Kale'nin devamıdır. İç Kaleden bu kısma iki kapı ile geçilmekteydi. Bu bölümde Orta Hisar camii, hükümet konağı, Zağnos Köprüsü, Kule Hamamı, Çifte Hamam ve bugün yıkık halde olan Amasya Camii, Şirin Hatun Camii, Musa Paşa Camileri yer alır.
Aşağı Hisar batıdan Zağnos burcunun hemen yanı başından başlayıp denize kadar inen surlardan meydana gelir. Dörtgene yakın uzun bir kaledir. Denize karşı uzun bir kaledir. Denize karşı sekiz kule ile güçlendirilmiştir. Bu hisarın Moloz kapısında yıkılan kale duvarı 1764yılında bir iradeyle onarılmıştır. Aşağı Hisar'ın çevrelemiş olduğu bölgede: Andreas Kilisesi (Molla Siyah Camii), Hoca Halil Camii, Pazarkapı Camii, Kundupoğlu ve Yarımbıyıkoğlu Evleri, Sekiz Direkli Hamam, Topkapı Hamamı, Hacı Arif Hamamı, İskenderpaşa çeşmesi gibi tarihi eserler yer almaktadır. Kale, 1786 yılında onarılmış, 1820 yılında da kale içindeki vezirlerin oturmaları için bir saray yapılması ile ilgili emir çıkartılmıştır. Kale en son 1966-1967 yıllarında onarılmıştır.
Akçakale, Trabzon'un yaklaşık 18 kilometre batısındadır. Denize hakim bir teras üzerine kurulmuştur. Küçük bir yapı olmasına rağmen, stratejik önemi vardır. Kale duvarları bazı yerlerde kesme, bazı yerlerde moloz taşlardan meydana gelmiştir. Duvarlarının çoğu yıkılmasına rağmen yapı, özelliğini korumaktadır. Kalenin, Trabzon'da (1297-1330) yıllarında prenslik yapan II. Aleksios Tarafından 1286 yıllarında yaptırılmış olduğu sanılmaktadır. Akçakale, Osmanlı İmparatorluğu devrinde büyük onarım görmüştür.
Kalepark, Trabzon Limanı'nın hemen batısında bulunur. Deniz çıkıntısı yapmış bir burun üzerine 1297-1330 yılları arasında II. Aleksios tarafından yaptırılmıştır.Fetihten sonra "Güzel Saray"adını alan Kalepark'ta, I. Mahmud devrinde Trabzon Valisi Üçüncüoğlu Ahmed Paşa tarafından yaptırılmış üç katlı bir bina bulunmaktaydı. Kale duvarları 1915 yılında Rus bombardımanı ile yıkılmıştır. Fakat dış duvarları 1966 yılında restore edilmiştir. Günümüzde askerî gazino olarak kullanılmaktadır.
Trabzon'daki kiliseler (iki istisna ile) komnenos dönemine aittir.
Ayios Eugenios Kilisesi (Yenicuma Camii), kendi adıyla anılan Yenicuma Mahallesi'nde bulunur. Trabzon İmparatoru Aleksios Komnenos (1204-1222) tarafından Euginios'a ithafen yaptırıldı. 1340 yılında Büyük Dük Loannistarafından tahrip edilerek yakıldı ise de Aleksios III. Kiliseyi yeniden yaptırdı. 1350 yılında da burada taç giydi. Trabzon, Fatih Sultan Mehmed tarafından fethedilince (1461), ilk Cuma namazı burada kılındığından bu yapıya "Yenicuma" adı verildi. Fetihten sonra kuzey girişi ve minare eklenerek şimdiki duruma getirildi. Kuzeyde, apsisin dış kısmında duvardaki kabartma ilginçtir. Bu kabartma; sağlı sollu iki kartal, bir güvercin, üzüm salkımı ve sarmaşık figürlerini göstermektedir. Yapının alt katında bulunan pencerelerin tümü Osmanlılar tarafından açılmıştır.Taş ve tek şerefeli olan minare girişin sağındadır.
Geniş bir alanda kurulan, üç nefli, Yunan haçlı planlı bir kilise olan yapı, apsisi dıştan beş köşelidir.
Ayios Savas (maşatlık) Mağara Kilisesi, Esentepe Mahallesi'nin Boztepe yamacına beşinci yüzyıla yakın bir tarihte yapılmıştır. Buralar Komnenoslar zamanında (1204-1461) hapishane olarak da kullanılmıştır. Doğudaki Mağara Kilisesi, 1411 yılında yapılmıştır. Kilisenin dam kısmı desenlerle kaplıdır. Savaş Mağara kiliselerinin bir devamı olarak batıda ve kuzeyde de mağara kiliseciği bulunmaktadır. Panayia Krisokefalos Bahire kilisesi (Ortahisar veya Fatih Camii), Ortahisar mahallesindedir. 325-364 yılları arasında Roma İmparatoru Konstantin'in yeğeni Hannibalionos tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Bu yapının 284-305 yıllarında İncil'i Trabzon halkına ilk kez tanıtan Andreas 'a vakfedildiği söylenir. Altın Başlı Bakire anlamına gelen Trabzon'un katedraliydi. Bu adı almasının sebeplerinden biri yanının içerisinde önceleri birikonun baş kısmında halenin altında olmasıdır. Diğer bir sebepse çatının bakır yaldızlı yapraklarla örtülmüş olmasındandır. 1341 yılında Komnenos III., burada taç giymiştir. Bu katedralde gömülü olan imparatorlar arasında Andronikos I. Loannes II, Aleksios III., alesios IV bulunmaktadır. 1461'de Trabzon Osmanlılar tarafından fethedilince bu kilise camiye çevrilerek "Fatih Camii" adını aldı. Bulunduğu yer sebebiyle halk arasında söylenen bir ad da "Ortahisar Camii"'dir. 1468 yılında onarılmıştır. Latin Haçlı planlı olan bu mabed üç nefli bir Bizans bazilikasıdır. Sonradan merkezi planlı yapıya çevrilip üzerine kubbe oturtulmuştur. Kuzey girişi Türkler tarafından yaptırılmıştır. Osmanlılar tarafından buraya yerleştirilen eski Türkçe yazıt okunabilir durumdadır. Kilisede XIV. yüzyıla ait freskler bulunmaktaydı. Kilise, camiye çevrilince bu freskler sırayla boyatılmıştır. Halen yapı içerisinde renkli panolar ve mozaikler görülebilmektedir. Camii'nin minberi yağlı boya ile boyanmış olmasına rağmen çok değerlidir. Türk sanatçıları tarafından motiflendirilmiştir. Yapının dış kısmında, doğudaki şadırvan üzerinde bulunan kitabede, Sultan Bayezid devrinde Tortul Fatihi olarak bilinen Rakkas Sinan Bey'in 1483 tarihinde burada "Kulaklı Çeşme"'yi yaptırdığı yazılıdır. Yapı, 1896 yılında bir onarım geçirmiştir.
Ayia Anna Kilisesi (Küçük Ayvasıl Kilisesi): Bu kilise, Maraş Caddesi üzerinde, merkez postane binasının karşısında yer almaktadır. Şehir içindeki kiliselerin en eskisidir. VII. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Giriş, güneydeki küçük bir kapıdadır. Kapı üzerindeki kitabe, kilisenin 884-885 yılında Basil I tarafından onartıldığını belirtir. 1923 yılına kadar kilise olarak kullanıldaktan sonra terkedilmiştir.
Ayios Andreas Kilisesi (Molla Siyah-Nakib Camii), Pazarkapı Mahallesi'ndedir. Küçük bir yapıdır. Üç neflidir ve üzeri beşik tonozla örtülüdür. Yapının apsis kısmı antik blok taşlardan yapılmıştır. Duvarlarında tuğla ve moloz taş kullanılmıştır. Nefleri ayıran sütunlar iki tanedir. X. ve XI. yüzyıla tarihlenen eser, fetihten sonra camiye çevrilmiştir. Kuzey girişi, Türkler tarafından yapılmıştır. Yapı, 1975 yılında esaslı bir onarım geçirerek üzerindeki tonoz örtüsü betonla kaplanmıştır. Cami, Ramazan aylarında ibadete açılmaktadır. Mihrabı ve minberi son derece sadedir.
Kemerkaya Camii, Kemerkaya Mahallesi'nde küçük bir camidir. Önceleri kilise olduğu ve camiye çevrilince kilise apsisinin bir kısmının kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Ayios Flippos Kilisesi (Kudreddin Camii), Esentepe Mahallesi'ndedir. Taştan, tek nefli bir kilisedir. Nefler içeride yuvarlak, dışarıda ise poligonal planlı bir apsisle son bulmaktadır. Kubbesi Kafkas stilindedir, kasnağı onikigendir. Kasnak oniki pencereyi taşımaktadır. Üzeri tonozla örtülü bu yapının yapının planı ilginçtir. Yapının Trabzon İmparatoru Aleksios III'ün (1349-1390) kızı Anna Komnena (1341-1342) tarafından Hıristiyan havarilerinden Ayios Flippos adına yaptırıldığı sanılmaktadır. 1665 yılına kadar katedral olarak kullanıldı. Bu tarihten sonra camiye çevrildi. Kuzey duvarı 1968-1969 yıllarında restore edilmiştir. Bu tarihten sonra katedral aslına uygun olarak yaptırılmıştır ve camiye çevrilmiştir. Caminin kuzeyinde bulunan minaresi taştan ve tek şereflidir. Cami mihrabı ve mimberi sadedir.
Ayios İoannes (Sotka) Kilisesi, Hızırbey Mahallesi'nde, Kaledibi İlkokulu bitişiğindedir. Plan olarak Ayasofya ve Ayios Eiuginios kiliselerine benzer. Orijinal olarak 1306 yılında Theodora Tzanichites ve Gregorios Kamakhenos tarafından kurulmuştur. 1856 yılında Metropolit Konstantinos (1830-1879) tarafından tamamen eski şekline uygun olarak yeniden yaptırılmıştır. Yapı üç neflidir. Taştan yapılmış oldukça kalın duvarlara sahiptir. Kubbesi dört fil ayağı üzerine oturtulmuştur. Yanlardan tonozlarla beslenmiştir. Kubbe kasnağı onikigendir. Kilise, fetihten sonra bir süre cami olarak kullanılmıştır. Cumhuriyetten sonra yeniden cami olmuş, sonra da askerî depo yapılmıştır. Günümüzde Kaledibi ilkokulu Müsamere Salonu ve deposu olarak kullanılmaktadır.
Fatih Küçük Camii, Bahçecik Mahallesi'ndedir. XIII-XIV. yüzyılda yapılmış bir kilise iken 1461 yılında camiye çevrilmiştir. Taştan yapılmıştır. Yapının apsisi dıştan beş köşeli ve yivlidir. Sağlı sollu nişlere sahiptir. Yapı camiye çevrildikten sonra güneyde bir mihrap açılmıştır. Minare 1981 yılında yapılmıştır.
Ayios Elefterios Kilisesi (Hüsnü Köktuğ Camii), Çömlekçi Mahallesi'ndedir. Üç nefli bir Bizans bazilikasıdır. Neflerin üzeri tonozla örtülmüştür. Binayı fil ayakları ayakta tutmaktadır. Son derece kemerli oluşuyla özellik kazanmıştır. Mihrabına dikey olan kemerler taş, paralel olan tuğlalardır. Kilise olarak kullanıldığı zaman güney ve batı kapıları kullanılıyordu. Bugün yalnız kuzey kapısından giriş vardır. Yapı camiye çevrilince kilise mihrabı değiştirilerek, dikdörtgen bir şekle sokulmuştur. Yapı, 1923 yılına dek terk edilmişken, 1953 yılında Hüsnü Köktuğ Paşa tarafından camiye çevrilmiştir. Yapının, XV. yüzyılda Cenevizliler tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır.
Santa Maria Katolik Kilisesi, Trabzon'da halen faaliyet gösteren tek kilisedir. Sultan Abdülmecid'in emriyle 4 ekim 1869 yılında yapımına başlanmış, 2 şubat 1874 yılında açılmıştır. Barok stilinde, üç nefli olarak yapılan bu eserin içindeki süslemeler 1882 yılında yapılmıştır.
Trabzon bölgesindeki manastırlar, genellikle kutsal bir mağara ve ayazmanın çevresine kurulmuştur.
Sumela (Meryem Ana) Manastırı, Trabzon ilinin yaklaşık 40 kilometre kadar güneyinde, maçka ilçesinin Altındere köyü sınırları içerisindedir. Zigana Dağları'nın yamacında, çam ağaçlarıyla kaplı dağlar arasında bir vadide kurulmuştur. Deniz seviyesinden aşağı yukarı 1220 metre yüksekliktedir. Bu büyük yapı, Ortaçağ'ın en dikkate değer manastırlarından biridir.Manastır, içinde kutsal su damlayan tabii bir mağaranın ağzında ve etrafında kurulmuştur. Esas yapının Trabzon Komnenos devri XIV. yy. bugün görülen kışla gibi yüksek manastır yapısı ise XIX. Yüzyıla aittir. Gezgin keşişlereliyle büyük servet toplayan manastır, 1923'te boşaltılmıştır. Ikona ise Türk- Yunan Analaşması (İnönü-Venizelos) ile Yunanistan'a verildi. Kütüphanenin kalanı Ankara'ya taşındı.
Türkler tarafından "Büyük Meryem Ana" Grekler tarafından da "Sumela" diye tanınan bu dini yapıt bölgenin en büyük manastırıdır. Hatta Yunanistan'daki "Ayranoz Manastırı"ndan sonra ortaçağ ailesinin çok önemli bir manastırı sayılmıştır. Manastır, Panayia 'ya adanmıştır. Manastırda bulunan ve çok eskilere ait olduğu sanılan Meryem Ana İkonası, burasının Hıristiyanlar ve Müslümanlarca kutsal sayılıp, ziyaretgâh haline getirilmesine sebep olmuştur. Manastırın aslı bir mağaradır. Bu mağara önceleri bir sunak yeri olarak kullanılırken, Hıristiyanlık zamanında bir keşiş inzivagâhı olarak kullanılmaya başlandığı sanılan kovuktur. İmparator Komnenos, 1340 yılında taç giyme törenini burada icra etmiş,1365 yılında da manastıra altın bir boğa bağışlamıştır. Manastırın kilisesinde çok çeşitli ikonalar ve başka Hıristiyanlık sanat eserleri yanında Osmanlı Padişahlarından I. Selim'in verdiği bir çift şamdan ile II. Mehmed tarafından gönderilen bir ferman bulunmakta idi. Bu manastır için vakıflar da kurulmuştur. Bu kuruluşlar, Trabzon, Osmanlı yönetimine geçtikten sonra da aynen korunmuştur. Manastırın arşivinde osmanlı padişahlarının (II: Bayezid, I. Selim, IV. Murad gibi) manastıra ilişkin fermanları, İstanbul patriklerinin yolladıkları yazılar vardı. Sumela'daki en değerli eserin başında çerçevesi gümüş çerçeveli Meryem Ana tasviri gelmekte idi. Manastıra ormanlık içindeki patikadan tırmanılmaktadır. Manastırın girişi çok sıkı güvenliğe alınmış, dar uzun bir merdivenle son kısma tırmanılması mümkün kılınmıştır. Bu merdivenin yanında su kemerinin kalıntısı vardır. Manastır Kaya Kilisesi ve yapılar olmak üzere iki ana kümeden oluşur. Manastırın genel planında odalar, arkasını dağa vermiş dar bir dikdörtgen mekânın bir kenarı boyunca dizilidir. Manastırın tek girişi bu dikdörtgenin güney tarafındadır.
Sumela Manastırı haricinde, Trabzon'da Gregorius Peristera (Kuştul Hızır Manastırı), Kaymaklı Manastırı, Kızlar Manastırı, anılmaya değer yapılardandır.
Trabzon şehri içindeki Bizans dönemi önemli su kemerlerinden üç tanesi şunlardır: İmaret Deresi, Kuzguncuk Su Kemeri ve Kavaklı Su Kemeri'dir
Trabzon ilinde ticaret yapıları olarak, Bedesten ve Sabırhan vardır. İçinde dört kalın pâye bulunan, örtüsü yıkıldığı için üstünün nasıl kapatıldığı bilinmeyen bir Osmanlı-Türk eseridir.
Trabzon Bedesteni, çarşı içinde ve çarşı camii kuzeyindedir. Kareye yakın dikdörtgen bir planı vardır. Binanın her yüzünde bir kapısı bulunmaktadır.
Sabırhan, Kunduracılar Caddesi'nin Semerciler yokuşu semtindedir. Taştan yapılmış ve üç katlıdır. Yapı, kuzey ve güney olmak üzere iki girişe sahipti. Yapı, günümüzde de kullanılmaktadır.
Bizans dönemine ait iki hamam vardır. Bunlar: Fatih Hamamı, Çifte Hamam'dır. Fatih Hamamı, Hacı Kasım Mahallesi'ndedir. Şehir Fatih tarafından fethedildiğinde, padişah bu hamamda yıkanmıştır (1461). Yıkandığı kurna halen korunmaktadır. Yapı, en son 1978 yılında onarılmıştır.
Çifte Hamam, Ortahisar Mahallesindedir.
Trabzon'da başlıca üç müze vardır. Bunlar: Atatürk köşkü, Ayasofya Müzesi ve Sağlık Müzesi'dir. Atatürk Köşkü, Kabayanidis adlı bir Rum tarafından 1890 yılında konak olarak yaptırılmıştır. Yunan ve Roma etkisinde bir yapıdır. Hazinece alınıp Atatürk'e armağan edilmiştir. 1943 yılında Makbule Atadan Hanım'dan belediyece satın alınıp müze yaptırılmıştır. Müzede, Atatürk'ün resim ve eşyaları sergilenmektedir. Atatürk Trabzon'a son gelişinde (10.6.1937) vasiyetnamesini burada yazmıştır.
Ayasofya Müzesi (Aya-Sophia Kilisesi- Hagia Sophia), Trabzon'daki antsal yapıtların en önemlisidir. Fatih Mahallesi'nde bulunmaktadır. Bağımsız Trabzon-Rum Devletinin başında bulunan I. Manuel Komnenos'un buyruğu ile 1238-1263 yılları arasında yapılmıştır. Binanın batısında kule, doğu yüzündeki kitabeye göre, 1427 tarihinde yapılmıştır. Bu yapıda Türk sanatının etkileri görülmektedir. Yapı, Kare bir haç üzerine yapılmıştır. 12 köşeli kubbeyi her biri yekpare mermerden yapılmış dört büyük sütun taşımaktadır. Kubbe yüksek kasnaklıdır ve bunu dört taraftan destekleyen dört beşik tonozla örtülüdür. Merkezi kubbenin oturtulduğu tonozlar arasında kalan köşeler, doğuda birer küçük beşik tonozla, batıda ise birer çapraz tonozla örtülmüşlerdir. Kilisede görülen Selçuklu üslubundaki taş dekorasyon, bu kilisenin yapımı sırasında burada Selçuklu ustalarının veya onların hazırladığı kalıpların uygulanması ile açıklanmıştır. Bizans eseri olmakla birlikte XIII. Yüzyıl Selçuklu sanatı için önemli bir yapı olan kilise, çeşitli amaçlar için kullanıldıktan sonra, 1957 yılında Edinburg Üniversitesi ve Vakıflar Müdürlüğü'nce onarılarak 1964 yılında müze olarak ziyarete açılmıştır. İçinde değerli freskolar bulunmuştur.
Trabzon, eski eserler yönünden son derece zengin bir ildir. Fetihten sonra, burada çok sayıda camii, medrese, han, hamam, türbe, köprü, vb. tarihi eserler yaptırılmıştır.
Ahi Evren Dede Camii, Boztepe semtindedir. Kare planda olan yapının üzeri önceleri çatıyla kaplıydı. 1976 yılında esaslı bir onarım geçirerek şimdiki kubbesi eklenmiştir. Küçük ve tek serefeli minaresi vardır. II. Abdülhamid'in verdiği 900 altınla yaptırılmıştır.
Askeri Camii, Askeri Hastane Mescidi olarak 1883 tarihinde, Hasan Paşa tarafından yaptırıldı. Küçük, kalın taş duvarlı ve kare planlı bir yapıdır.
Büyük İmaret Camii(Gülbahar Hatun Camii-Hatuniye Camii), Trabzon'da yapılmış ilk Osmanlı eseridir. Atapark semtindedir. 1514 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Gülbahar Hatun adına yaptırıldı. Tabhanelidir. Yapıya kuzeyden girilir. Mihrap ve minberi mermerdendir. Cami, 1862 yılında onarıldı. 1883 yılında bir onarım daha geçirildi. 1886 yılındaki onarımda cami ve medresesi ile birlikte su yolları da onarıldı. Yapının minaresi batı duvarına yapışıktır. Taştan ve tek şerefelidir. Avluda bulunan şadırvanı, yedi sütun tarafından ayakta tutulan külah biçiminde bir kubbeden meydana gelmiştir.
Çarşı camii, çarşı Mahallesi'ndedir. Bedesten binasının tam karşısındadır. Kalın taş duvarlarla yapılmıştır. 1839 yılında Hazinedarzâde Osman Paşa tarafından yaptırılan bu yapının pencerelerindeki vitray işçiliği özgünlüğü ile ilgi çekmektedir. Minber ve mihrabı mermer işlemelidir.
Erdoğdu Bey Camii, Erdoğdu Mahallesi'ndedir. Erdoğdu Bey tarafından 1577 yılında yaptırılmıştır. Yapı, önce mescit olarak yapılmış, daha sonra camiye çevrilmiştir. Dört duvar üzerine oturtulmuş bir çatıdan oluşur. Çatı kiremitle örtülüdür. Duvarlar kalın kesme ve moloz taşlardan yapılmıştır.
Gözaçan Camii, Boztepe Mahallesindedir. XIX. yüzyılda yaptırılan cami kare planlıdır.
Hacı Kasım Camii, Hacı Kasım Mahallesi'ndedir. Yavuz'un Trabzon valiliği sırasında defterdar Hacı Kasım tarafından yaptırıldı. Yapıya giriş batı yöndedir. Caminin asıl mekânına kuzeyden tek bir kapıyla geçirilir. Burası dört kubbeden oluşur. Kubbe kurşunla, çatı ise kiremitle örtülüdür. Kesme taştan ve tek şerefelidir.
Hacı Salih Camii, Alaca Han'ın bitişiğindedir. XVIII. yüzyıl yapısıdır. Kare planlı yapı, dört duvar üzerine oturtulmuş bir kubbeden oluşur. Hacı Yahya Camii, Taşhan'ın Bitişiğindedir. 1781 yılında Hacı Yahya adlı kişi tarafından yaptırılmıştır. On beş basamaklı taş bir merdivenle asıl mekâna çıkılmaktadır. Küçük ve dikdörtgen planlıdır. Üzeri büyük ve basık bir kubbeyle örtülmüştür. Mihrabı sade, Minberi ahşap ve oymalıdır.
Hamza Paşa Camii, 1748 yılında Hasan Efendi B. Elhac Mustafa adlı kişiler tarafından yaptırılmıştır. Gülbahar Hatun Mahallesi'ndedir. Dikdörtgen planlıdır. Kuzeyinde Şadırvan avlusu vardır. İki katlı olan yapının duvarları kalın taştandır.
Hasan ağa Camii, Sakız Meydanı Sokağındadır. 1552 yılında Semerkandlı El Hac Reis-i Kurradan Hasan Ağa tarafından yaptırılmıştır. Beşgen planlı olan yapıya güney yönünden bir merdivenle çıkılmaktadır. Yapı, 1973 yılında onarılmıştır.
Hatun Hatuncuk Camii, Kabak Meydanı Caddesi'ndedir. XVI. yüzyılda yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Önceleri tekke olarak yapılan bu yapı, Cumhuriyet'ten sonra camiye çevrilmiştir.
Hızır Bey Camii, Hızır Bey Mahallesi'ndedir.1789-1799 yılında yaptırılmıştır. Kare planlıdır. Duvarlar kesme taştan yapılmıştır. Çatı büyük bir kubbeyle örtülmüştür. Kubbe içten motifli ve süslemelidir. Yapı, 1880 yılında onarım görmüştür.
Hoca Halil Camii, Pazarkapı Mahallesi'ndedir. XVI. yüzyıl eseridir. Deprem sonucu yıkılmış, ancak minaresi özgündür. Kare planlı olan camii, kesme taştan yapılmıştır.
İskenderpaşa Camii, Kafir Meydanı'nın doğusundadır. 1529 yılında İskender Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mezarı, caminin batısındadır. Geniş bir alan içerisinde yapılan bu cami, zaviyelidir. Avlusu kesme blok taşlarla döşenmiştir. Caminin yan duvarı kalın kesme taştan yapılmaktadır. Girişte iki yarım kubbeyi ayakta tutmaktadır. Caminin yan duvarları Türk motifleriyle süslenmiştir. Pencerelerdeki vitray işçiliği son derece zariftir. Minaresi doğu duvarına bitişiktir.
Konak Camii, Uzun Sokak Caddesi'ndedir. Yapım tarihi ve kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. 1883 yılında onarım kitabesi bulunmaktadır. Ön cephesinin duvarları ise kesme taştan, diğer duvar4ları ise kesme moloz taşlardan yapılmıştır. Girişi son cemaat yeri oluşturur. Caminin minaresi batı yöndedir. Tek şerefeli ve taştandır.
Musa Paşa Camii, Musa Paşa Mahallesi'ndedir. 1668 yılında Musa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılmış kalın duvarlı yapılıdır. Yan duvarları tek ve büyük bir kubbeden oluşmuş çatıyı ayakta tutar.
Pazarakapı Camii, Trabzon Valisi Kasım Bey tarafından 1563 yılında yaptırılmıştır. "Karabay Camii" adıyla da anılan bu yapı, 1789 yılında yeniden yaptırılmış, 1852 yılında onarılmıştır. Dikdörtgen planlıdır. Yapının içerisindeki kapılar ahşap işçiliği göstermektedir. Minare, caminin kuzey dış avlusunun sağ köşesinde yer alır. 1752 yılında yaptırılmış, 1852 yılında onarılmıştır. Tek şerefelidir.
Şirin Hatun Camii, "İç Kale Camii"oalrak da bilinir. Sultan II. Bayezid'in oğlu Sultan Abdullah tarafından 1470 yılında annesi Şirin Hatun'a vakfedilmiştir. Dikdörtgen planlı olan eser, dört duvar, bir çatıdan oluşur. Duvarları kesme taştandır.
Tavanlı Camii, Gazipaşa Mahallesi'ndedir. 1874 yılında yapılmış, 1890 yılında onarılmıştır. Dikdörtgen planlıdır. Duvarları kesme taştandır.
Tekke Camii, Tekke Mahallesi'ndedir.1591 yılında Derviş Ali Paşa tarafından takke olarak yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlıdır. Duvarlar kalın ve taştandır.
Askerî Hastane, Erdoğdu Mahallesi'nde hakim bir tepede yer alır. Fırka Komutanı Hasan Paşa tarafından 1885 yılında yaptırılmıştır. "U" planlı bir yapının doğuda ve kuzeyde iki girişi vardır.
Cephanelik, "Fatih Kulesi", (yabancılarca "İran Kulesi"): Yenicuma Mahallesi'nin güneyinde bir vadi içindedir. 1887 yılında yaptırılmıştır. Yuvarlak planlı olarak iç içe geçmiş iki kuleden meydana gelir. Kesme taştandır. Duvar kalınlığı 1metreyi geçer. 1916-1918 yılları arasında Rusların Trabzon'u işgalleri sırasında da cephanelik olarak kullanılmıştır, 9 temmuz 1919 tarihinde içindeki cephanenin patlamasıyla çatısı havaya uçmuştur.
Trabzon'da bir çok çeşme mevcuttur. Bunlardan en önemlileri: Abdullah Paşa Çeşmesi, Gülbahar Hatun Mahallesi'ndedir. Zagnos burcunun doğu duvarına bitişiktir. Mermerden yapılmıştır. Cephesi süslüdür. Diklemesine dikdörtgen biçimindedir. Üçgen bir alınlığı vardır. 1849 yılında Haznedarzâde Abdullah Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Emin Ağa Çeşmesi I, Kemerkaya Mahallesi'ndedir. 1836 yılında Emin Ağa tarafından yaptırılmıştır. Bugün harap durumdadır.
Emin Ağa Çeşmesi II, Çarşı Mahallesi'ndedir. 1884 yılında yaptırılmıştır. Yivli sütun üzerine oturan sivri kemerlerle cephelendirilmiş tipik bir Osmanlı yapısıdır.
Hacı Kasım Çeşmesi, Hacı Kasım Mahallesi'nde, aynı adla anılan caminin karşısında bir evin duvarına yapışık olarak, 1499 yılında yaptırılmıştır.
Hasan Paşa Çeşmesi, Askerî Hastane bahçesindedir. 1884 yılında Hasan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cephesi düzdür.
Hayreddin Paşa çeşmesi, Trabzon'un en eski çeşmesidir. Fatih Sultan Mahmed zamanında Hacı Hayreddin tarafından 1563 yılında yapımına başlanıp, 1573 yılında tamamlanmıştır. İhmal edilen yapı, 1969 yılında onarılarak mermerle kaplanmıştır.
II. İskenderpaşa Çeşmesi (1523), III. İskenderpaşa Çeşmesi de aynı yerdedir (1557).
Kırzâde Çeşmesi, Gülbahar Hatun Mahallesi'nde, yavuz sultan selim zamanından kalma bir yapıdır. 1901 yılında bugünkü biçimine sokulmuştur.
Seydi Hacı Mehmed Çeşmesi, Kavak Meydan Caddesi'ndedir. Hacı Hamzaoğlu Hacı Muhammed tarafından yaptırılmıştır. Düzgün taştan yapılmış, sivri kemerli bir çeşmedir. Celî-sülüs kitabesi vardır.
Sulatn Abdülhamid Çeşmesi, İskenderpaşa mahallesi'ndedir. 1891 yılında yaptırılmıştır. Üzerinde güzel bir Abdülhamid tuğrası bulunur. Üç yüzlü bir yapıdır. Ayna kısımları dikdörtgen biçiminde kesme taşlarla yapılmıştır. Çeşmenin cephesi dikdörtgendir.
Şadırvan Kabak Meydanı semtindedir. XVI.yüzyıl yapısıdır. Yapı altıgen, parke taşla döşenmiş bir tabana kurulmuştur.
Trabzon'da bulunan Türk hamamlarının en önemlileri: Sekiz Direkli Hamam, Paşa Hamamı, Hacı Arif Hamamı, Tophane Hamamı, Alaca Hamam, Askeri Hamam, Pazarkapı Hamamı ve Meydan Hamamı'dır.
Alaca Hamam, Çarşı Mahallesinde, Alaca Han'ın arkasındadır. XVIII. yüzyıl yapısıdır. Kare-haç planlıdır. Yapının kubbeleri taş kemerler üzerine oturtulmuş ve yanlardan pandantiflerle beslenmiştir. Duvarlar kalın ve taştan yapılmıştır.
Askerî Hamam, Askerî Hastane'nin kuzeyindedir. II. Abdülhamid devrinde 1883 yılında yaptırılmıştır. Kalın ve kesme taşlı duvarları vardır.
Hacı Arif Hamamı, Pazarkapı Camii arkasında, güneyindedir. XVIII. yüzyıl yapısıdır. Üzeri tonoz ve kubbelerle örtülmüştür. Dikdörtgen planlı olarak barok stili yapılmıştır. Giriş doğudandır.
Meydan Hamamı, Meydan semtindedir. XIX. yüzyıl yapısıdır. Kadın ve erkekler için ayrı bölümleri vardır. Toplam 22 kubbesi vardır.
Paşa Hamamı, Çarşı Mahallesi'ndedir. İskenderpaşa tarafından 1531 yılında yaptırılmıştır. Kadınlar ve erkekler kısmından oluşur.
Sekiz Direkli Hamam, Pazarkapı Mahallesi'ndedir. 1071-1075 yılları arasında Selçuklular tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Oba çadırlarına benzeyen bu yapı, dikdörtgen planlıdır.
İlde bulunan önemli hanlar şunlardır: Vakıfhan, Alaca Han, Taşhan, Anadolu Han, Sulu Han ve Gön Han.
Alaca Han, Bakırcılariçi semtindedir. XVIII. yüzyıl yapısıdır. Dikdörtgen planlı olan bu yapı, üç katlıdır. Günümüzde yalnızca batıdaki kapı, giriş olarak kullanılmaktadır. Ortasında üstü açık bir avlu vardır. Etrafını hücreler sarar. Hücrelerin üzeri tonozlarla örtülmüştür.
Gön Han, Çarşı Mahallesi'ndedir. Giriş kısmında 1776 yazılı bir kitabesi vardır.
Sulu Han, Meydan Hamamı'nın karşısındadır. "L" planlı, iki katlı ve taş bir yapıdır. XIX. yüzyıl yapısıdır. Alt kattaki hücreler tümüyle taş kemer ve tonozlardan yapılmıştır.
Taşhan, Moloz semtindedir. XVIII. yüzyıl yapısıdır. Dikdörtgen planlıdır. Kemerler ve duvarlar taştandır. Yapı üç katlıdır. Günümüzde Vakıflar Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurdu olarak kullanılmaktadır.
Vakıf Han, Trabzon Valisi İskenderpaşa tarafından 1531 yaptırılmıştır. Çarşı caminin arkasındadır. Kuzeyden tek girişi vardır.
Eskiden kent surunun dışarıya bağlantısı, doğu ve batı tarafında bulunan açılır kapanır tahta köprülerle sağlanmaktaydı. Sonraları bunların yerlerini bugün de kullanılan taş köprüler almıştır.
Hamidiye Köprüsü, 1885 yılında yaptırılmıştır.
Zağnos Köprüsü, Fatih'in komutanlarından Zağnos Paşa tarafından 1467 yılında yaptırılmıştır. Ortahisar ile Atapark semti arasında kurulmuştur. Kesme taştan yapılmış olup yaklaşık 20-25 metre yüksekliğinde, 50-60 metre uzunluğunda tek gözlüdür.
Trabzon'da Osmanlı döneminde önemli medreseler yapılmıştır. Bunlar: Küçük İmaret, Pazarkapı, Müftü Camii, Zeytinlik Camii, Çarşı Camii medreseleriyle Fatih, Hatuniye ve İskender Paşa medreseleridir. Günümüzde bunların hepsi yıkılmıştır.
Trabzon'da başlıca türbeler: Ayşe-Gülbahar Hatun Türbesi, açık Türbe ve Emir Mehmed Türbesi'dir.
Açık Türbe, şehir merkezinin batısındadır. "Hamza Paşa Türbesi" olarak da anılmaktadır. Eserin içerisindeki iki mezar, türbenin yanındaki camii yaptıran ve 1778 tarihinde ölen Hakan Efendi ile 1777 yında ölen oğluna aittir. Yapı, düzgün kesme taştan yapılmıştır. Kubbe kasnağı altıgendir.
Ayşe-gülbahar Hatun Türbesi, Hatuniye Camii'nin doğusundadır. Yavuz'un annesi gömülüdür. 1505 tarihinde yaptırılmıştır. Sekizgen planlı olan bu yapının duvarları, oldukça kalın, kesme, beyaz taşlarla örülmüştür. Yan duvarlar sekizgen kubbeyi ayakta tutmaktadır. Türbenin içerisi motiflendirilerek ayet ve surelerle süslenmişlerdir.
Emir Mehmed Türbesi (Osman Baba Türbesi), Kabak Meydanı semtindedir. 1523 yılında Emir Mehmed adlı kişi tarafından yapılmıştır. Duvarları siyah ve beyaz taşların biçimli dizilmesinden meydana gelmiştir. Sekizgen kasnağa oturtulan kubbenin üzeri kurşunla örtülmüştür. Türbenin içinde mezar Osman Baba lakaplı kişiye aittir (1877).
Trabzon'daki eski Türk evlerine örnek olarak Yarımbıyıkoğlu Evi, Kundupoğlu Evi, Memiş Ağa Konağı, Nemlizâde Konağı, Atatürk Köşkü, Kız Enstitüsü binası gösterilebilir.
Zengin bir Rum tüccarının Konağı olan Kız Enstitüsü binası, mimarî bakımdan bir Türk evi değildir. Tamamen Avrupa üslubuna uygun küçük bir saraydır. İçinin dekorasyonu, Yunan-Roma-Avrupa sanatlarının taklididir. Yalnız müzik salonu Türk üslubundadır.
XIX. yüzyıldan itibaren şehirde, 1855-1904 yılları arasında çeşitli kiliseler yaptırılmıştır. Bunlar sırasıyla: 1855 yılında Latin Katolik Kilisesi, 1860 yılında Kastulandan köyüne - "Aya Hristoforos" Rum kilisesi, aynı tarihte Romono köyüne "Aya Konstantin" Rum kilisesi, 1860 yılında Samoraska Köyüne 1870 yılında "Aya Marina" Rum kilisesi, 1874 yılında cevizderesi ilçesi Kospedios köyüne "Aya Grigorios" Rum kilisesi, 1883 yılında kohle köyüne "Aya Yorgi" Rum kilisesi,Bucna köyüne 1884 yılında "Ayios Grigorios" Rum kilisesi, 1893 yılında Musacık bucağı Banka köyüne bir Rum kilisesi, aynı yıl Busara bucağı Deprona köyüne de bir Rum kilisesi, pelit köyüne de 1901 yılında "Ayios Grigorios" Rum kilisesi ve Zorca köyüne 1904 yılında "Metamorfozis" adlı Rum kilisesi yapılmıştır.
XIX. yüzyıl yapısı olarak Trabzon'da 1851 yılında bir de kışla inşa edilmiştir.
>